17 Aralık 2017 Pazar

YENİYE KALBİNİ AÇ

Koskoca bir yıla neler sığdırdınız? Hiç düşündünüz mü? Kalbinizin heyecandan, mutluluktan ağzınıza geldiği anlar.Korkudan dilinizin tutulduğu an.Çok sevdiğiniz birini uğurlamanız. Canınızdan parça olan bebeğinizi ilk görüşünüz, kokusunu ciğerlerinize kadar çektiğiniz an. Hastalıklara rağmen yaşamak için hayata sıkıca tutunduğunuz zamanlar.İlk öpüştüğünüz an. ilk terkedilişiniz. İlk randevunuzdaki heyecan ve mutluluk. Deliler gibi ağlarken köpeğinizin patisiyle elinizi tutması, yalnız değilsin yanındayım diye masumca gözlerinizin içine bakması.Kendinizi terkedilmiş yalnız hissettiğiniz anlar. Aşktan havalara uçtuğunuz zamanlar. Başarıdan dolayı hissettiğiniz mutluluk. 365 güne neler neler sığdırdınız.


Yatağa sokulup dizlerinizi karnınıza çekip ağladığınız geceleri düşününüz. Şimdi o anı düşündüğünüzde ne hissediyorsunuz. O anda hissettiğiniz şekilde mi duygularınız? Tabi ki değil! Herşey geçiyor. Her acı her öfke her kırgınlık her kızgınlık geçiyor. Önemli olan geçerken sizden birşeyler mi alıyor? Yoksa size birşeyler mi katıyor? Biliyorum bu söyleyeceklerime belki de çok kızacaksınız.Her yaşanılan yaşanılması gerektiği için yaşanılıyor. O birisinin sizi üzmesi gerekli. O birisinin sizi kırması gerekli.İNAN Kİ her insan aynı duyguları yaşıyor. Yaşanılan olaya müdahale edemeyebilirsiniz. Ancak tepkinizi siz yönetebilirsiniz. İşte bu noktada kurban rolüne bürünüp zamanınızı enerjinizi hayatınızı verebilirsiniz. Yada acınızı, öfkenizi kızgınlığınızı yada kırgınlığınızı baskılamadan kendi kendinize yaşayıp, hissettiklerinizi suçlamadan yargılamadan ifade edip, kendinize duygularınıza davranışlarınıza kalbinize ruhunuza bakmayı seçebilirsiniz. Kendinizdeki korkuları farkettikçe öyle büyük dönüşümlerle hayata tutunuyorsunuz ki, mucizenin kendiniz olduğunu hatırlıyorsunuz.

Mutluluktan yerinizde duramadığınız, sevinç çığlıkları attığınız, gözyaşlarınızın sel olduğu anları düşününüz. Beden ısınızın yükseldiği, kalp atışlarınızın hızlıca attığı zamanlar. Hissettiğiniz duygulara odaklanınız. Neler sizi mutlu ediyor? Neler sizi heyecanlandırıyor? Hayalleriniz neler? Mutlu olduğunuz anları öyle güzel yaşayın ki, bu an son anmış gibi hissediniz. Hayatınızdaki her nefesin kıymetini bilerek adım atınız.

Kalbinizde sizi aşağıya çekebilecek anılar taşıyorsanız bi düşününüz, onların size bir faydası var mı? Belki hemen olmayacak, denemeye devam ederek onlardan kurtulabilirsiniz. Kurtul ki yeniye yer açabilesin. Yeni sevdalara yeni hayallere yada yeni bir size. Bu yaşamış olduğunuz her ne olursa olsun sizin kendinizi daha iyi tanıyabilmeniz adına.

Kendinizi aşkla seviniz. İnsanın en acımasız davrandığı kişi kendisidir.Kendinize sevgiyle anlayışla yaklaşmayı herzaman hatırlayınız. Çünkü en iyi dostunuz sizsiniz. Kendinize yapabileceğiniz en iyi şey kendinizi tanımak adına adımlar atmaktır. İster yaşadıklarınız olsun, ister kitaplar, ister eğitimler, ister bireysel seanslar hepsi hepsi içinizde ki sakladığınız sizi bulmak adına. Bir düşününüz sizi bu hayatta ne mutlu ediyor? Vazgeçilmezleriniz neler? Misyonunuz nedir? Siz Kimsiniz?

Yaşanılan yaşandı ve önünüzde yepyeni bir yıl var.Yaşadığınız mutluluklara odaklanmaya devam ediniz.Hayatta neye odaklanmayı seçerseniz onun enerjisi hayatınızda yer alır. Bu yılda kendinizi tanımak için uzunca bir zaman var. Hayallerinizle ve kalbinizle bağlantıya geçerek içinizdeki sizi tanımayı tercih ediniz.

Elinize boş bir kağıt ve kalem alınız ve 2018 yılında hayatınızda yer almasını istediğiniz, hedeflerinizi ve hayallerinizi yazınız.Yıl içinde ara ara 2018 yılı kararlarınıza bakmayı hatırlayınız.


2018 yılı için benim sizlere tavsiyelerim:)
1.Hayır demeyi öğreniniz.

2.Kendinizi sevmeyi öğreniniz.

3.Spor yapınız.

4.Meditasyon yapınız.

5.Yoga yapınız.

6.Hobi edininiz.

7.Yeni ülkeler keşfediniz.

8.Bol bol kitap okuyunuz.

9.Sokaktan bir hayvan evlat edininiz.

10.Doğru nefes almayı hatırlayınız.

11.Sağlıklı beslenmeyi hayatınızın parçası haline getiriniz.

12.Günlük tutunuz.

13.Kendinizi tanımak için seminerlere-eğitimlere gidiniz.

14.Korkularınızla tanışıp dönüştürmek için adımlar atınız.

15.Hayalleriniz adına adımlar atınız.

16.Hayatınızın merkezinde olmayı hatırlayınız.

17.Yeni insanlarla tanışınız.

18.Yardım ediniz.

19.Korkusuzca aşık olup birine kalbinizi sonuna kadar açınız.

20.Bedeninizi seviniz ve ona kulak vermeyi hep hatırlayınız.

21.Doğayla zaman geçiriniz.

22.Kalbinizi hep dinleyiniz.

23.Her sabah güne 1 saat önce başlayınız. Sizi motive edecek bişeyler yapınız.

(Nefes çalışması-meditasyon-kitap okuma-hedeflere odaklanma-yürüyüş-hayvan dostunuzla zaman ...)

24.Her gün kendinize 1 saat zaman ayırınız.

25.Daha çok sinemaya gidiniz.

26.Bol bol toprakta yürüyünüz. Çiçek ekiniz. Bahçeyle haşır neşir olunuz.

27.Hayatınızda negetife yada eksik olana odaklanmak yerine olmasını istediğiniz yada pozitif olana odaklanmayı seçiniz.

28.Dans ediniz.

 
2018 yılı aşkla gelsin...

Mutlu yıllar:)

 


18 Kasım 2017 Cumartesi

BENİM YOGA YOLCULUĞUM

İnsan kendini keşfetmediği sürece kuru bir yaprak gibi sağa sola savrulur. Her insan hayatının belli bir döneminde yaşadığı olaylardan dolayı hayatı, yaşadıklarını ve en önemlisi kendini sorgulamaya başlar. Neden’lerin seni biyerlere götürmediğini Nasıl’ların seni tekrar yaratıp, dönüştüreceğini keşfeder.

İşte hayatımın bu döneminde yolum YOGA ile keşisti. Yoga ile tanışmamı sağlayan olaylara, kişilere binlerce kez her defasında teşekkür ediyorum. Hala kendimi tanıma, bulma yolculuğum yoga ve diğer eğitimlerle devam ediyor. İnsan hiç bir zaman oldum dememeli.Oldum demek önüne kocaman bir kaya koymaya eşdeğer. Hayat uçsuz bucaksız bir derya. Sen bu deryada küçücük küçücük bir toz bulutusun. Küçücük bir toz bulutu olsanda diğer varlıklarla bir ve bütün olduğun için kendinde yarattığın her ışık dünyayı aydınlatmaya ve dönüştürmeye yarayacak.

Yoga ile esnekliği, farkındalığı, sabrı, konsantrasyonu, kendini özgürce ifade etmeyi, hayatın içinde var olmayı, beklentisiz koşulsuz sevginin herşeyin üstünde olduğunu, anı yaşamayı, nefesin önemini, zihnin farkına varmayı, hayata farklı pencerelerden bakabilmeyi, asla yapamayacağını düşündüğün herşey için önce cesaretle bir adım atmak gerektiğini ve gölgelerinle yüzleşmeyi öğreniyorsun. Evet öğreniyorsun. Her defasında bir adım daha ilerliyorsun. Verdiğin tepkilerin değişiyor. Olaylara yüklediğin anlamlar değişiyor. Üzüntülerin süresi kısalıyor. Hastalıkları yarattığın gibi şifalandırabileceğini farkediyorsun. Ağlıyorsun, bağırıyorsun sonra derin bir nefes alıp olayın içindeki mucizeyi farkediyorsun. Önce insan olduğunu ve kalbinin olduğunu farkediyorsun. Gölgelerin öğrenilmiş alışkanlıklar olduğunu farkedip sıçramak için basamak olarak kullanıyorsun.

Gölgeler hayatınmızın birçok bölümünü kapsıyor. İlk adım onları farketmekten geçiyor.Sonra kabul edip cesaretle üzerine yürümek gölgeleri aydınlatmanın tek yolu diyebilirim.Platon özetle şöyle der: “Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak ayaklarından ve boyunlarından zincire vurulmuş oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda kapının önünden geçen başka insanların, hayvanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. İçlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içeridekileri, duvarda gördüklerinin zahiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır.”

Platon’un bahsettiği gölgeler insanın benimsediği, sorgulamadığı düşünceleri ve öğrenilmiş alışkanlık olan inanç kalıplarıdır. Düşünceler ve onlara yüklediğimiz anlamlar o kadar gerçekdir ki, onların dışına çıktığında başına ne geleceğini bilmediğin için yani güvenli dediğin alanından bilinmeyene doğru adım atmaktan korkarsın. İçinde bulunduğun kocaman karanlık bir alanda olsa, o karanlık alan senin tanıdığın bildiğin güvenli hissettiğin yerdir. Güvenli alanın dışına çıkmak zordur, o kapıdan geçip ışığa bakmak cesaret ister.Nefesini farkedip kendini ve zihnini keşfettikçe gölgelerin aydınlanıyor.

 
Benim için, yoga sihirli ve huzurlu bir müzik çalan bir anahtara benziyor. Yoga sayesinde, bedenimdeki ritmi, zihnimdeki melodiyi, ruhumdaki ahengi ve uyumu hissediyorum.Yoga hayatın içinde sevgiyi yaratmamı sağlıyor. Bazen karanlık alanın içinde nefessiz çakılı kalsanda hayatına ışık tutan bir fenerin olması sana yol gösteriyor.

Kendin için bir iyilik yapmak istiyorsan, kendini keşfetmek içinbir adım at

 

6 Ekim 2017 Cuma

AHİMSA


‘’ Yemin ederim ki dünyanın bütün toprakları bir tek canlının kanını akıtmaya değmez.’’ M.Gandhi

Yoga’nın sekiz basamağının ilki Yama’dır. Yama çevreye ve diğer insanlara yönelik etik davranışlardır. Kendi içinde Ahimsa (şiddetsizlik), Satya (doğruluk), Asteya (çalmamak), Brahmacharya (arzuların kontrolü), Aparigraha (açgözlü olmamak - biriktirmemek) şeklinde kollara ayrılmaktadır.

Yama’nın birinci basamağı Ahimsa şiddetsizlik demektir. Hiçbir canlıya zarar vermeden yaşamayı temel almaktadır. Bitkiye, hayvana ve insana zarar vermemek. şiddetsizlik, fiziksel şiddet olması gerekmemektedir. Ruhsal ve psikolojik baskıyla uygulanan şiddet de ahimsayı içermektedir. En önemli şiddetlerden bir tanesi ise, kendine yaptığın ruhsal şiddetdir. Kendini sevmemek, sürekli yargılayıp eleştirmek, suçlamak, baskı uygulamak kendine uyguladığın bir ruhsal şiddetdir.

Ahimsa, düşüncelerinde, sözlerinde ve eylemlerinde her türlü şiddetten kaçınma anlamını taşımaktadır. Sevgi yerine yerleşen öfke, şiddet ve korku zamanla başta zekaolmakla tüm bedeni, ruhu ve zihni hastalandırmaktadır. Tüm canlılara sevgi beslemek, sevgiyle yaklaşmak bedenin, ruhun ve zihnin sağlıklı olmasını sağlar.

Ahimsa prensibi çevrede ki tüm canlılara şefkatle, iyi niyetle, düşünceli, nazik ve merhametle yaklaşarak ve davranarak uygulanır.Yapılan davranış, söylenen söz ve düşünülen her düşünce tüm varlıkların iyiliğine hizmet etmelidir.

Zihin şiddetle doluysa şiddet gerektiren olayları, durumları ve kişileri, sevgiyle dolu ise sevgi dolu olayları, durumları ve kişileri hayatına çeker. Şiddetin kaynağı korku ve cahilliktir. Şiddetten özgürleşmek için hayata bakış açın farkındalıkla olmalı. Dünyanın nasıl olduğu senin dünyaya nasıl baktığınla ilgilidir. Hayattaki herşeyi kendi algına göre anladığınızı farkettiğinizde, dünyanız hem sizin için hem de bir başkasının dünyasına dair tavrınız bambaşka bir boyuta taşınacaktır. Bilinç seviyesi yüksek frekansta olduğunda zihnin şiddet dolu düşüncelere boğulmaz. Yoga teknikleri sayesinde farkındalık ve bilinç seviyesi yükselir, olumlu zihinsel düşünceler gelişir.

Bütün canlıların yaşama hakkına sahip olduğunu her davranışımızda ve düşüncemizde hatırlamalıyız. Ahimsa prensibinde, insan beslenmesinde de şiddet içeren davranışlarda bulunulmamalıdır. İnsan beslenmesi yada spor adı altında hayvanlara zarar verilmemelidir. Öldürülen hayvan bedenlerinin bir besin olarak kullanılması bedenin sinir sistemini, zihni ve duyguları kötü etkilemekte. Araştırmalara göre, etcil beslenme tarzı olan kişilerde şiddet, öfke ve korku duygularının üst seviyede olduğudur.

Hayatta sevgiyle kendine yada bir canlıya bedenen, zihinen ve düşünce olarak zarar vermeden yaşayabileceğimiz güzel bir dünyada varolmak dileğiyle...

 

Sevgiyle...

 

 

5 Haziran 2017 Pazartesi

HAYATIN KARMAŞIKLIĞINA BİR TUTAM YİN


Hayatın kendisi mi karmaşık yoksa bizler mi karmaşık hale getiriyoruz? Bu soru 5 gün boyunca Yin Yoga Uzmanlaşma Eğitimi boyunca hep aklımın bir yerlerinde duruyordu. Hepimiz hayat için aynı şeyleri düşünüyoruzdur.Hayat keyif, aşk, eğlence, mutluluk, huzurun yanında karmaşa, kaos ve bitmek tükenmez bir koşuşturma. Hayat hep bir  yang mı? Gece yatağa girince ertesi günün planını yaparak uykuya dalmak mı? Ertesi gün kurulu bir robot gibi yapılacaklar listesi için koşuşturmak mı? Hep başarı için hırsla koşuşturmak mı? Evet sorumluluklar var !!! Yaşamak için gerekli olan materyalleri elde etmeliyiz. Ancak yaşam enerjini şarj etmeyi de hep hatırlamak lazım.Bir durmak, derin nefes almak, bir çiçeğin kokusunu içine çekmek, kumsalda denizi hissetmek. Hayatta biraz da Yin olmak !!! Hayat denge üstüne kurulu bir spiral. Nefes aldığımız da bile, o nefesi veriyorsak herşeyin denge olduğunun en önemli kanıtı.

''Her yang'ın içinde yin, her yin'in içinde yang'ı aramak keşfetmek.'' Bu eğitimde aldığım en önemli ders. Yoga benim için matta öğrendiklerimi hayatıma geçirebilme serüveni. Dün öğrenci isem, yarın da öğrenci olacağım bir yolculuk.Ben oldum cümlesinin yer almadığı bir bilgi kaynağı.

        30 saatlik eğitim öyle güzel hazırlanmış ki... Eğitimin içeriği, söylenen cümleler, beslenme şeklimiz (vejeteryan-glutensiz), kaldığımız otel, doğa ile iç içe oluşumuz, program içerisindeki dinlenme saatleri ve 27 güzel ruhun bir araya gelişi. Herşey olması gerektiği gibi. Tesadüf diye birşey yoktur. Hepimiz aynı anda beraber orada buluşmalıydık. Sohbetlerimiz, paylaşımlarımız ve  birbirimize dokunuşumuz öyle değerliydi ki.

Zaman zaman, tüm yoga öğrencileri ve eğitmenleri hep daha iyiyi yapmaya, zorlamaya dayalı pratikler yapmışlardır yada yapmaya devam etmektedirler. Bazen kaçırdığımız yada hala kaçırıyor olduğumuz o pratik anındaki fiziksel-ruhsal-zihinsel bütünlüğün sihrinin, gerçek hayatla tıpa tıp örtüşmesi.Hayattaki duruşumuz mattaki duruşumuzun eyleme geçmiş yansıması. Pratiklerimde kendime farkıdalıkla bakmayı öğrendim ve öğreniyorum. Sadece matın içinde kendimi nasıl yansıttığıma bakmanın hazzı. Kutsal mabetimde ilk başlarda, yargının en büyüğünü, eleştirinin en büyüğünü kendime yaptım. Yargılarımla, hırslarımla, korkularımla yüzleştim ve hala yüzleşiyorum.Bir hareket benim için sadece bir hareket olmadı. Ordaki korkularım, açığa çıkan duygular, verdiğim tepkiler en değerli hediyem oldu.Yang'ın içinde hep bişeyler eksik yarım kalıyordu.Taki Devrim Hoca'nın Yin Eğitimi'ne katılana kadar.İçimde hep eksik kalan, biyerlerde gizli kalan Yin'le tanışmam beni bütünledi. Büyük bir başlangıcın ilk adımı oldu.

 Yin yoga benim için ne mi? Çabalamadan, tutunduklarını bırakarak nefesle anda kalabilmek. Bazen tutunduklarını bırakabilmek, alışık olduğun öğrenilmişliğin içinden çıkabilmek o kadar zor ki... Tıb ki hayatta ki gibi. Bizi aşağıya çeken alışkanlıklarımıza, bağımlılıklarımıza öyle sıkıca tutunuyoruz ki. Kaybolduğumuzun bile farkına varamıyoruz. Durduramadığımız bir girdabın içinde yalnız kalmayarak, dışa odaklı bir hayatla dur durak bilmeden ordan oraya savruluyoruz.

Yin bedeni 10 kas grubu tarafından hareket ettiren 14 iskelet bölümünü 7 prototip yoga pozu ile fasya dokuyu çalıştırmayı hedeflemesinin yanında, durmayı, farkındalıkla bakmayı ve bırakmayı öğretiyor. Hareketlerde dokulara uygulanan çekme-kısaltma-baskı ile 2-10 dk. arası kaldıkça, açığa çıkan duygularla yüzleşme cesareti ile karşı karşıya kalmanın mucizesi bir başka. Hele de hareketler arasında uygulanan 1 dk'lık dinlenme vaktinde ise, bedende ki enerji yani chi, dinginlik, sessizlik, huzurla açığa çıkıyor. Çıkan her gözyaşıyı, kederi, hüznü bırakmanın rahatlığı ile anılar, sezgiler ve huzurla kabulleniş yerini alıyor.



Anatominin mucizesi ise herbirimizin tek ve özel olduğunun kanıtı gibi. Hep düşünürdüm ''niye bu hareketi bu şekilde yapamıyorum? ''diye. Çünkü benim bedenim diğer bedenlerden çok farklı. Bedenimin solu bile sağından farklı ise nasıl beklerdim ki, aynı şekilde hareketleri uygulayabilmeyi. Yaratılışımız öyle tek ve özel ki yin yoga da her bedene uygun hareketler olduğunu öğrenmek müthiş.

Uygulamış olduğum yang yoga bana neler katıyorsa, biraz da yin'i eklemek bana  neleri katacağını hayal bile edemiyorum. En önemlisi denge, bırakmanın hazzı ve olma halini hayatı yansıtmak. Hep kişisel gelişimde derler, hayal et ve eyleme geç. Aslında hayal ettiğini ol demeyi vurguluyorlar. Olma bilinci!!!
       Yang olan hayatın içinde kendine duracağın, bırakmayı hatırlayacağın yin bir alan aç. Tadını çıkart ve kendini keşfet...

25 Mayıs 2017 Perşembe

ŞEKER HASTALIĞI VE YOGA



SALAMBHA SARVANGASANA
Şeker hastalığı pankreas da bulunan beta hücrelerinin yeterli miktarda insülin salgılayamamasıdır. Yeteri kadar insülin salgılanmadığında, bedenin ana organları, kan hücreleri ve sinirler etkilenmektedir. Şeker hastalığıyla yaşam kalitesi düşmektedir. Doktor kontrolleri ,doktorun çizeceği tedavi ve doğru beslenme şeklini uygulamak sağlık açısından çok önemlidir.

Şeker hastalığında, D vitamini yani bedenine alacağın kaliteli güneş , bol su tüketimi, potasyum-magnezyum-çinko içeren besinler ve A-B-C-E vitaminlerini içeren besinler önemlidir. Ayrıca yoga ile parasempatik sinir sisteminin gevşemesi ile bedendeki şeker dengelenmektedir. Yoga’da ki uygulanan beslenme şekli ve yapılan hareketler, nefes ve meditasyonla bedenin gevşemesi pankreas ve bağışıklık sistemine iyi gelmektedir.

Uygulanan Bazı Asanalar

GOMUKASANA


  • Gomukasana (İnek Başı Pozu)
  • Viparita Dandasana (Değnek Pozu)
  • Savasana (Dinginlik Pozu)
  • Salabhasana (Timsah Pozu)
  • Paschimottanasana (Yerde Öne Eğilme Pozu)
  • Halasana (Saban Pozu)
  • Darnikasana (Çocuk Pozu)
  • Dhanurasana (Yay Pozu)
  • Bhujangasana (Kobra Pozu)
  • Vakrasana (Dönüş Pozu)
  • Salambha Sarvangasana (Mum Duruşu)
  • Güneşi Selamlama A
  • Güneşi Selamlama B

DARNİKASANA

Uygulanan Bazı Nefes Teknikleri

  • Nadi Sudi Nefes (Ardışık Nefes)

Sağ burun deliğini sağ elinin başparmağı ile kapatırken soldan nefes al, sağ elinin yüzük ve serçe parmağı ile sağ burun deliğini kapatarak  sol burun deliğinden nefesi ver. Sol burun deliğinden nefes al, sağ elinin başparmağı ile sağ burun deliğini kapatarak soldan nefes ver. Bu şekilde nefes alıp vermeye devam et.

  • Kaygı Önleyici Nefes

Nefesi 4 sayı ile karnını şişirerek alırken, nefesi 8 sayı ile karnını içeriye çekerek nefesi ver. Bu şekilde nefes alıp vermeye devam et.

  • Kapalabhati Nefesi (Temizleyici Nefes)

Nefesi tamamen boşaltıktan sonra, burundan nefes al ve burundan karnı içeriye çekerek sürekli nefes vererek, nefes çalışmasında devam et.

Uygulanan Meditasyon Teknikleri

  • Nefes Meditasyonu : Rahat oturma pozisyonunda burundan nefes alıp veriliyor. Tüm dikkat nefes alış verişinde oluyor.
  • İmgeleme Meditasyonu: Savasana pozisyonunda nefesle beraber yavaş yavaş odağı içe doğru yönlendirirken gözlerin kapalı bir şekilde imgeleme yapılmasıdır.
  • Sessizlik Meditasyonu: Savasana pozisyonunda nefese odaklanarak içe doğru yönelme sonucunda sessizliğin içerisinde kalmaktır. Zihne herhangi bir görüntü düşünce gelirse yargılamadan eleştiride bulunmadan düşüncenin yada görüntünün akıp gitmesine izin verilmelidir.
  • Çakra Meditasyonu: Rahat oturma pozisyonunda nefese odaklanarak içe doğru yönelme sonucunda çakraların bulunduğu bölgelerde farklı tekniklerle çakraları aktifleştiren meditasyon çeşitidir. Görsel olarak ya çakraların renklerine, yada görsel olarak imgeleme yapılarak ya bir çakra üzerine yada tüm çakralar üzerinde çalışmayı gerçekleştirebilirsiniz.

Derin Gevşeme

Sırt üstü mata uzanarak bedeni yavaş yavaş gevşetiyorsun. Beden, ruh ve zihin tam ve bütün oluyor.

 
Yapılan bilimsel araştırma sonuçlarına göre, Yoga’nın sağlığa çok büyük katkısı bulunuyor. .En önemlisi bedenimizdeki bağışıklık sistemini güçlendirirken, sinir sistemini gevşetip rahatlatmasıdır. Sağlığın için yoga yap!
 
Işığın bol olsun:)
 

 
 

 

10 Şubat 2017 Cuma


DEPRESYON VE YOGA
Daha önce severek, isteyerek yaptığınız aktiviteleri çevresel, hormonal ve genetik nedenlerden dolayı yapmak istemediğiniz, zevk almadığınız, yaşam enerjinizin olmadığı, çökkünlük haline depresyon deniliyor. Hiçbirşeyden zevk almamak, sinirlilik, isteksizlik, üzgün ve mutsuz hissetme, uyku hali yada uykusuzluk, değersiz hissetme, iştahsızlık, yaşam enerjinin azalması... depresyonun belirtileri arasındadır.
Serotonin bize mutluluk veren depresyon ve endişeden uzaklaştırmayı sağlayan hormon olduğunu herkes biliyor. Sporun her dalı bu hormon seviyesini artırıyor. Yoga’nın daha ayrıcalıklı olmasının nedeni zihnide dengeleyip, sakinleştirmesidir.
‘’Koltuk altlarınızı açık tutarsanız asla ve asla depresyona girmezsiniz ‘’ diyor BKS İyengar. Gögüs kafesini ve kalbini açıp esneyerek arkaya eğilmeyi kastediyor. Arkaya eğilip kalbi açan tüm asanaların depresyona iyi geleceği gibi, beyne kan gitmesini sağlayan ters duruşları da depresyona iyi geliyor. Sirsasana (Baş duruşu), Salamba Sarvangasana (Omuz duruşu), Prasarita Padattanasana (Bacaklar Geniş Bir Şekilde Öne Eğilme), AdhoMukha Svanasana (Aşağıya Bakan Köpek) depresyonun belirtisi olan uykusuzluğa iyi gelen ters duruşlardır.Meditasyon, düşüncesiz farkındalık halidir. Zihni denetlemek amaç edinilir. Bilimsel olarak serotonin seviyesini artırdığını artık biliniyor. Beyindeki alfa dalgalarını artırarak sakin olmamızı sağlıyor. Meditasyon da en çok nefes tekniği kullanılır.Tüm dikkat nefes alış verişinde tutulur.
Doktorların verdiği ilaçlar serotonini artırmak ve mutlu hissetmek adına. Peki ilaç almadan yada tedaviye destek olmak adına yoga yaparsan nasıl olur? Serotonini hangi asanalar yükseltir? Nefesi nasıl alırsan serotonin yükselir? Hangi besinler yenilirse serotonin yükselir?
Padmasana (Lotus) , Matsyasana (Balık), Sethu Bandha Sarvangasana (Yarım köprü), Marjaryasana (İnek-Kedi), Salambhasana (Çekirge), Balasana (Çocuk), Urdhva Dhanurasana (Köprü)... gibi asanalar bedendeki serotonin seviyesini yükseltiyor.
Nefes hayat demek. Sağlıksız ve sığ nefesler aldığımızda yaşam kalitesi düşmektedir. Bazı nefes teknikleri de bedendeki serotonini artırarak daha mutlu olmamızı sağlamaktadır. Mesela stres nefesi bunlardan biridir. Nefesi 4 sayıda alıp, 4 sayı tutup ve 4 sayıda vererek sinir sistemini yatıştırıp, serotonini yükseltebilirsiniz. 4-20 nefes arasında stres nefesini uygulayabilirsiniz. Nefesle berebar odağınız anda kalır. Diyafram nefesi ve Ujjayi nefesi de serotonini yükselten diğer nefes teknikleridir.
Beslenme şeklinizi değiştirmeniz de depresyona iyi gelecektir. Demir, magnezyum, çinko, A-B1-B2-E-K vitaminleri içeren besinler tüketmenizi tavsiye ederim.Süt, balık, yulaf unu, yeşil çay, yeşil yapraklı sebzeler, badem, avakado, kuşkonmaz... bu vitaminleri içermektedir.
Depresyona iyi gelen diğer etken ise müzikle terapidir. Yavaş tempolu ve dinlendirici müzikler dinlemenin stres hormonu kortizol seviyesinin düşürdüğü kanıtlanmıştır. Mantralar dinlemenizi tavsiye ederim. Mesela hanuman mantra - maha mrityunjay mantra - gayatri mantra- sai mantra deneyebilirsiniz.
Hayatınıza Yoga’yı dahil etmenizi sevgiyle tavsiye ediyorum. Yoga’nın beden-ruh-zihin sağlığına iyi geldiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Hayatınızın daha kaliteli ve mutlu geçmesi demek anda kalmak, besleyici nefes almak ve serotoninin yüksek olması demektir.
Her anı mutlulukla geçirmeniz dileğiyle...