9 Aralık 2019 Pazartesi

RUHUMUN TÜM RENKLERİNE ŞAHİT OLDUĞUM KUTSAL MABETİM


Hindistan ah Hindistan.Kalbimin en ücra yerlerine bile dokunabilen, ruhumun uçuş uçuş olduğu, tüm DNA’mda hissedebildiğim maceram. Zaten hayat bir macera değil mi? Tekamülüne giden bu yolda neler neler karşına çıkıyor. Seni nerelerden nerelere götürüyor. Keşkelerinin tam göbeğinde olduru veriyor.

4 yıl sonra yine yeniden ruhumu çağıran ülkeye yol aldım.Günler sayılı olsada, ruhumun aldığı yol bu defa epey uzundu.Sana burda gezi yazısı yazmak yerine, bir ülkenin, bir kültürün, bir felsefenin, bir kişisel gelişim yolculuğunun ruha, öze giden yolda yarattıklarını kendi farkındalıklarımla aktarma niyetindeyim.

Bu yolculuk bir tatil değildi, bir kültür turu değildi, bir yoga tatili değildi. Bu yolculuk benim için, öze doğru yol aldığım yolculuğumun en temel en gerekli en canalıcı yolculuğuydu.Bazı anlar gördüklerimden dolayı okadar sessizleşiyordum ki kalbimin derinliklerinde kendimi bulup çıkartmam zaman alıyordu. Ama daha güvensiz, daha katı, daha acımasız halimle tekrar kendime dönmüyordum.Olanı olmuşu kabul etmiş, şefkatle anda ilerlemiş, bütüne hizmet etmek için var olduğunu derinlerden çıkartıp kendine cesurca söylerken buluyordum.

Hayatımda okadar çok olaya, kişiye, duruma, yaşanılana, yaşanılamayana şükrettiğimi hatırlıyorum.Hayatımda küçük şeylerle mutlu olduğumu düşünen, lüksü konforu olmadığını savunan biri olarak, gerçekten gerçekten çok az konforla yada bildiğin konfor alanından çıkarak yaşamanın nasıl olabileceğini deneyimlemek. En cesuru ise buna izin vermek akışta akmak. Bazen çok çok zor olsada bırakmayı hatırlamak. Ve en büyük şükürün ise bu deneyime hazır olduğumu anladığımda doğru yolda ilerlediğimi bir kez daha idrak etmek. Aslında yolun hiçbir önemi yoktu.Yoldaki yaşadıklarında verdiğin tepkilerin, açığa çıkan korkuların, travmaların, farkındalıkların, dönüşüm ve değişimlerin önemi vardı. Sen zaten bunların toplamı değil misin güzel ruh?

Şehirler arasında yaptığımız uzun yolculuklarda özel aracımız olmasına rağmen, çoğu yolların olmayışından dolayı konfor alanı azalıyordu.Bu bile müthis öğretici bir durum yaratmıştı.Tüm yolculuk boyunca, okadar kendimi izledim ki. Beni aşan durumlarda verdiğim tepkileri, tetiklendiğimde ki  davranışlarımı, konforumun azaldığı yada bildik konforum dışına çıktığımda ki  hislerimi. Şükür ki kendimi görebilmeyi, farkedebilmeyi seçmişim.Şükür ki bu yola  bu deneyimi yol arkadaşlarımla yapabilme cesaretini, inancını ve maddi olanağı yaratabilmişim.

Kuzey Hindistan şehirlerinden, köylerinden geçerken evet fakirlik vardı, evet belkide 50 yıl öncesini yaşıyorlardı. Ama herşeye rağmen sokaklarda yaşasalar yada belki de bir odanın içinde 10 kişide kalsalar bile anda ve mutluydular. Bazen buna çok şaşırdığım sahneler oldu. Ama bana çok büyük dersler verdi.

Ülke koca bir kaosun içinde gözükse bile, herşey  kendi içinde bir düzende ilerliyor.Belkide kulağa tanıdık geliyor. Hayatını, anlattıklarımı düşünüyor olabilirsin.Yada hepimizin hayatını.Bunun sadece algıdan ibaret olduğunu farketmek!!! Nasıl büyük bir farkındalık.

Her gün evet her gün günü uğurlayıp, yeni bir güne  merhaba demek için törenler düzenliyorlar.Umutla,inançla, şükrederek, akışta, teslim olup kabul ederek.Bunu her gün tekrar tekrar yapıyorlar.Tabiki sıkıntıları, telaşları, hayatta yaşadıkları problemleri var. Zaten büyük ve güçlü ülkeler tarafından sömürüldüklerinden dolayı bu gerilikte ve bu noktada kalıyorlar.Herşeye rağmen kaybetmedikleri, sıkı sıkı tutundukları değerleri var.Umutla ve inançla bu değerlere sarılıyorlar.

Ganj nehri (Ganga River) seni gün doğarken ve akşam Aarti’de (törenler) iliklerine kadar hissedip yaşamak ne büyük bir ayrıcalıktı.Her budistin en büyük duası nehirde yakılıp dünyaya bir daha gelmemek üzere veda etmek ve burda yıkanıp arınmak.Bunlara şahit olmak, yaşamak, görmek ve hissetmek mucizevi bir olay. Ganj nehrinin üzerinde tekneyle yol alırken, tüm kırgınlıklarımı, tüm acılarımı, tüm korkularımı bırakmaya niyet ederken, tüm deneyimlerim için teşekkürlerimi sundum.

Yolculuğumun üzerinden zaman geçmesine rağmen, çok konuşamadım, soranlara anlatamadım hala sindirmeye devam ediyorum.Hazır olduğunda kendine yapacağın yolculuğun için umarım yolun oralara düşer.Tekamülün adına  buna ihtiyacın olabilir. Kalbinin sesini dinle. Bu yeterli.

 

Aşkla

Seviliyorsun...