18 Kasım 2017 Cumartesi

BENİM YOGA YOLCULUĞUM

İnsan kendini keşfetmediği sürece kuru bir yaprak gibi sağa sola savrulur. Her insan hayatının belli bir döneminde yaşadığı olaylardan dolayı hayatı, yaşadıklarını ve en önemlisi kendini sorgulamaya başlar. Neden’lerin seni biyerlere götürmediğini Nasıl’ların seni tekrar yaratıp, dönüştüreceğini keşfeder.

İşte hayatımın bu döneminde yolum YOGA ile keşisti. Yoga ile tanışmamı sağlayan olaylara, kişilere binlerce kez her defasında teşekkür ediyorum. Hala kendimi tanıma, bulma yolculuğum yoga ve diğer eğitimlerle devam ediyor. İnsan hiç bir zaman oldum dememeli.Oldum demek önüne kocaman bir kaya koymaya eşdeğer. Hayat uçsuz bucaksız bir derya. Sen bu deryada küçücük küçücük bir toz bulutusun. Küçücük bir toz bulutu olsanda diğer varlıklarla bir ve bütün olduğun için kendinde yarattığın her ışık dünyayı aydınlatmaya ve dönüştürmeye yarayacak.

Yoga ile esnekliği, farkındalığı, sabrı, konsantrasyonu, kendini özgürce ifade etmeyi, hayatın içinde var olmayı, beklentisiz koşulsuz sevginin herşeyin üstünde olduğunu, anı yaşamayı, nefesin önemini, zihnin farkına varmayı, hayata farklı pencerelerden bakabilmeyi, asla yapamayacağını düşündüğün herşey için önce cesaretle bir adım atmak gerektiğini ve gölgelerinle yüzleşmeyi öğreniyorsun. Evet öğreniyorsun. Her defasında bir adım daha ilerliyorsun. Verdiğin tepkilerin değişiyor. Olaylara yüklediğin anlamlar değişiyor. Üzüntülerin süresi kısalıyor. Hastalıkları yarattığın gibi şifalandırabileceğini farkediyorsun. Ağlıyorsun, bağırıyorsun sonra derin bir nefes alıp olayın içindeki mucizeyi farkediyorsun. Önce insan olduğunu ve kalbinin olduğunu farkediyorsun. Gölgelerin öğrenilmiş alışkanlıklar olduğunu farkedip sıçramak için basamak olarak kullanıyorsun.

Gölgeler hayatınmızın birçok bölümünü kapsıyor. İlk adım onları farketmekten geçiyor.Sonra kabul edip cesaretle üzerine yürümek gölgeleri aydınlatmanın tek yolu diyebilirim.Platon özetle şöyle der: “Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak ayaklarından ve boyunlarından zincire vurulmuş oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda kapının önünden geçen başka insanların, hayvanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. İçlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içeridekileri, duvarda gördüklerinin zahiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır.”

Platon’un bahsettiği gölgeler insanın benimsediği, sorgulamadığı düşünceleri ve öğrenilmiş alışkanlık olan inanç kalıplarıdır. Düşünceler ve onlara yüklediğimiz anlamlar o kadar gerçekdir ki, onların dışına çıktığında başına ne geleceğini bilmediğin için yani güvenli dediğin alanından bilinmeyene doğru adım atmaktan korkarsın. İçinde bulunduğun kocaman karanlık bir alanda olsa, o karanlık alan senin tanıdığın bildiğin güvenli hissettiğin yerdir. Güvenli alanın dışına çıkmak zordur, o kapıdan geçip ışığa bakmak cesaret ister.Nefesini farkedip kendini ve zihnini keşfettikçe gölgelerin aydınlanıyor.

 
Benim için, yoga sihirli ve huzurlu bir müzik çalan bir anahtara benziyor. Yoga sayesinde, bedenimdeki ritmi, zihnimdeki melodiyi, ruhumdaki ahengi ve uyumu hissediyorum.Yoga hayatın içinde sevgiyi yaratmamı sağlıyor. Bazen karanlık alanın içinde nefessiz çakılı kalsanda hayatına ışık tutan bir fenerin olması sana yol gösteriyor.

Kendin için bir iyilik yapmak istiyorsan, kendini keşfetmek içinbir adım at