Hindistan ah
Hindistan.Kalbimin en ücra yerlerine bile dokunabilen, ruhumun uçuş uçuş
olduğu, tüm DNA’mda hissedebildiğim maceram. Zaten hayat bir macera değil mi?
Tekamülüne giden bu yolda neler neler karşına çıkıyor. Seni nerelerden nerelere
götürüyor. Keşkelerinin tam göbeğinde olduru veriyor.

4 yıl sonra
yine yeniden ruhumu çağıran ülkeye yol aldım.Günler sayılı olsada, ruhumun
aldığı yol bu defa epey uzundu.Sana burda gezi yazısı yazmak yerine, bir
ülkenin, bir kültürün, bir felsefenin, bir kişisel gelişim yolculuğunun ruha,
öze giden yolda yarattıklarını kendi farkındalıklarımla aktarma niyetindeyim.
Bu yolculuk bir
tatil değildi, bir kültür turu değildi, bir yoga tatili değildi. Bu yolculuk
benim için, öze doğru yol aldığım yolculuğumun en temel en gerekli en canalıcı
yolculuğuydu.Bazı anlar gördüklerimden dolayı okadar sessizleşiyordum ki
kalbimin derinliklerinde kendimi bulup çıkartmam zaman alıyordu. Ama daha güvensiz,
daha katı, daha acımasız halimle tekrar kendime dönmüyordum.Olanı olmuşu kabul
etmiş, şefkatle anda ilerlemiş, bütüne hizmet etmek için var olduğunu
derinlerden çıkartıp kendine cesurca söylerken buluyordum.
Hayatımda
okadar çok olaya, kişiye, duruma, yaşanılana, yaşanılamayana şükrettiğimi
hatırlıyorum.Hayatımda küçük şeylerle mutlu olduğumu düşünen, lüksü konforu
olmadığını savunan biri olarak, gerçekten gerçekten çok az konforla yada
bildiğin konfor alanından çıkarak yaşamanın nasıl olabileceğini deneyimlemek.
En cesuru ise buna izin vermek akışta akmak. Bazen çok çok zor olsada bırakmayı
hatırlamak. Ve en büyük şükürün ise bu deneyime hazır olduğumu anladığımda
doğru yolda ilerlediğimi bir kez daha idrak etmek. Aslında yolun hiçbir önemi
yoktu.Yoldaki yaşadıklarında verdiğin tepkilerin, açığa çıkan korkuların,
travmaların, farkındalıkların, dönüşüm ve değişimlerin önemi vardı. Sen zaten
bunların toplamı değil misin güzel ruh?

Kuzey Hindistan
şehirlerinden, köylerinden geçerken evet fakirlik vardı, evet belkide 50 yıl
öncesini yaşıyorlardı. Ama herşeye rağmen sokaklarda yaşasalar yada belki de
bir odanın içinde 10 kişide kalsalar bile anda ve mutluydular. Bazen buna çok
şaşırdığım sahneler oldu. Ama bana çok büyük dersler verdi.
Ülke koca bir
kaosun içinde gözükse bile, herşey kendi
içinde bir düzende ilerliyor.Belkide kulağa tanıdık geliyor. Hayatını,
anlattıklarımı düşünüyor olabilirsin.Yada hepimizin hayatını.Bunun sadece
algıdan ibaret olduğunu farketmek!!! Nasıl büyük bir farkındalık.
Her gün evet
her gün günü uğurlayıp, yeni bir güne
merhaba demek için törenler düzenliyorlar.Umutla,inançla, şükrederek,
akışta, teslim olup kabul ederek.Bunu her gün tekrar tekrar yapıyorlar.Tabiki
sıkıntıları, telaşları, hayatta yaşadıkları problemleri var. Zaten büyük ve
güçlü ülkeler tarafından sömürüldüklerinden dolayı bu gerilikte ve bu noktada
kalıyorlar.Herşeye rağmen kaybetmedikleri, sıkı sıkı tutundukları değerleri
var.Umutla ve inançla bu değerlere sarılıyorlar.

Yolculuğumun
üzerinden zaman geçmesine rağmen, çok konuşamadım, soranlara anlatamadım hala
sindirmeye devam ediyorum.Hazır olduğunda kendine yapacağın yolculuğun için
umarım yolun oralara düşer.Tekamülün adına
buna ihtiyacın olabilir. Kalbinin sesini dinle. Bu yeterli.
Aşkla
Seviliyorsun...